Birçoğumuz seo kelimesine aşinayızdır. Bu kelimenin açılımı Search Engine Optimizaton yani Arama Motoru Optimizasyonudur. Google’ın ilk sırada yer aldığı çeşitli arama motorlarının doğal sonuçlar sıralamasına en üst sıralarda yer alması için yapılan bir çeşit tekniktir. SEO, site içi ve site dışı olmak üzere iki şekilde yapılmaktadır.
Arama motorları matematiksel işlemler kullanarak sayfaların popülaritesi ve organikliği gibi özelliklerine bakarak bir sıralama yapıyor. SEO dediğimiz şey de çeşitli etkenleri dikkate alarak sayfanın doğallığını yitirmeden yani herhangi yapay bir etken oluşturup üst sıralara taşımaktansa buna dikkat ederek arama yaptığımızda zirveye en yakın şekilde sayfayı konumlandırmaktır. Aksi halde site doğallığını yitirirse arama motorları o siteye erişimi kapatabilir.
Tarihte ilk arama motorları 1990’lı yıllarda çıkmaya başlamıştır. İlk bulunan arama motoru sadece dosya aramaya yönelik olup pek işlevsel olamamıştır. Bilgisayarda aranılan dosyalarla sınırlı kalmış ve internet üzerindeki web sitelerinin aramasını yapamıyormuş. 1994 yılına kadar çeşitli Arama Motorları kullanılmaya çalışılsa da birçoğu sistemde sorun oluşmasına sebebiyet veriyormuş ve istenilen başarı yine de elde edilemiyormuş.
Ta ki Stanford üniversitesinde 2 öğrencinin yazdığı PageRank algoritmasıyla birlikte Google’ı bulana kadar. Bu algoritmanın en önemli özelliği ise 0’dan 10’a kadar Google’da sıralamaları belirtmesidir. Böylelikle sıralama önem kazanmış ve SEO da bu şekilde ortaya çıkmıştır.
SEO’nun kurulumu yeni bir istihdam alanı oluşturmuş ve çeşitli şirketlerin de bu pazarda kurulumunu ve birbirleriyle yarışarak en iyi olanı elde etme isteğini oluşturmuştur. En iyi olabilmek için ise bu pazarda en güncel ve popülariteye sahip olmak için Google ilkelerini çiğnememeleri gerekmektedir.